Eğitim-Bir-Sen olarak, 50/d kapsamındaki araştırma görevlilerinin iş güvencesine kavuşmasını sağlayacak bir hukuki düzenleme yapılması ve bu düzenlemenin bir an evvel hayata geçirilmesi talebiyle imza kampanyası başlattık.
Araştırma görevlileri, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 33. maddesinde, “yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim elemanı” olarak tanımlanmış, aynı kanunun lisansüstü eğitimi düzenleyen 50. maddesinin (d) fıkrasında ise lisansüstü eğitim yapan öğrencilerin çalışmalarını desteklemek amacıyla burs verilebileceği gibi, her defasında bir yıl için araştırma görevlisi olarak atanabilecekleri belirtilmiştir. Ancak 18.06.2017 tarihli değişiklikle 2547 sayılı Kanun’a eklenen Ek 38. maddeyle araştırma görevlilerinin kanunun 33/a maddesinde belirtilen usule göre 50/d maddesinde belirtilen süreler ile atanabileceği belirtilerek, istisnai olarak düzenlenen bir hüküm, genel kural ve atama usulü hâline getirilmiştir.
Mevcut araştırma görevlilerinin önemli bir oranının 50/d kadrosunda bulunması, bu kişilerin gerçekte lisansüstü öğrencisi değil, öğretim elemanı olduğunu ortaya koymaktadır. Lakin 2547 sayılı Kanun kapsamında araştırma görevlilerinin ilk atamalarının 50/d kadrolarına gerçekleştirilmesi, hem iş güvencesinden yoksun, geleceği belirsiz bir çalışma ilişkisi kurulmasına neden olmakta hem de 50/d maddesinin amaç ve işlevine ters düşmektedir. Diğer taraftan, 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi kapsamındaki araştırma görevlilerinin görev sürelerinin yenilenmesi konusunda herhangi bir kıstasın getirilmemiş olması, keyfî uygulamalara ve mağduriyetlere neden olmaktadır.
Öğretim elemanı açığı, yükseköğretim sistemimizin en önemli sorunları arasında bulunmaktadır. Türkiye’de doktora süreçlerine daha çok araştırma görevlilerinin rağbet ettiği aşikârdır. Dolayısıyla araştırma görevliliğine yönelimin artırılması ile doktora programlarına da ilgi artacak ve OECD ülkeleriyle rekabet edilebilecektir. Mevcut durumda 50/d’li araştırma görevlilerinin doktora eğitimleri sonrasında ilişiklerinin kesilmesi mevcut açığı daha da artırmaktadır. Öğretim elemanı açığının kapatılması için araştırma görevlilerinin iş güvencesine sahip bir statüde istihdam edilmesi önem arz etmektedir.
Bu nedenle, araştırma görevlisi kadrolarına ilk atamaların ivedilikle 2547 sayılı Kanun’un 33/a maddesi çerçevesinde gerçekleştirilmesi, nihayetinde ise süreli değil, iş güvencesi sağlayan kariyer yolunun açık kılındığı bir atama sürecinin yürürlüğe konulması; bu sağlanıncaya değin 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi kapsamında istihdam edilen araştırma görevlilerine yüksek lisans veya doktora eğitimleri sonrasında ek süre tanınması konusunda hukuki düzenleme için girişimde bulunulması ve bu düzenlemenin bir an evvel hayata geçirilmesi talebiyle imza kampanyası başlatmış bulunmaktayız.